Çocukların Televizyon İzlemesinde Ailelere Uyarılar

Posted by admin on Perşembe Eyl 8, 2016 Under Genel

Çocukların televizyon izlemelerinde ailelerin dikkat etmesi gereken hususları Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berksun önemli tespitleri ile kamuoyu gündemine getirdi.
Çocukların televizyon başında zaman geçiren çocuklara ilişkin önemli uyarılar yapan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berksun: -”Televizyon izlerken mümkün olduğunca büyüklerden birisinin çocuğa refakat etmesi, onun yaşına uygun yorumlar yapması, hem çocuğun bilgisini artırır hem de anlam veremediği olayları yanlış algılamasını engeller”

– “Uzun süre televizyon izlemek çocuğun okuldaki başarısını olumsuz etkiler”

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Erkan Berksun, “Televizyon izlerken mümkün olduğunca büyüklerden birisinin çocuğa refakat etmesi, onun yaşına uygun yorumlar yapması, hem çocuğun bilgisini artırır hem de anlam veremediği olayları yanlış algılamasını engeller” dedi.
Berksun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların televizyonda yaşlarına uygun programları, uygun sürelerle izlediklerinde zihinsel ve ruhsal gelişimlerinin olumlu etkileneceğini söyledi.
Uygun olmayan programların ise çocuklar üzerinde olumsuz hatta travmatik etkiler yaratabildiğini anlatan Berksun “Kendini tanımlamada güçlük, aile içi bağların gevşemesi, hayalle gerçeğin ayırt edilememesi, anlık gerginlik, korku ve daha sık şiddete başvurma eğilimleri görülmektedir. Bir anne baba çocuklarına kimseyi incitmemeyi öğretir, bu konuda ona örnek olurlarken televizyon karşısında çocuğun maruz kaldığı görüntüler onun zihninde şiddeti meşru kılmaktadır” diye konuştu.
Prof. Dr. Berksun, ebeveynlerin zaman zaman televizyonla ilgili olarak çocuğuna sınır koymakta güçlük yaşayabildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Bir insan hayatı boyunca sadece birkaç şiddet ve ölüm olayına tanık olabilecekken, televizyon karşısındaki bir çocuğun her gün birkaç ölüme ve onlarca şiddet olayına şahit olması sık görülen bir durumdur. Tekrar tekrar verilen travmatik görüntüler çocuğu şiddete karşı duyarsız hale getirebilir. Televizyon karşısında çocuğu yalnız bırakılmamalı. Televizyon izlerken mümkün olduğunca büyüklerden birisinin çocuğa refakat etmesi, onun yaşına uygun yorumlar yapması, hem çocuğun bilgisini artırır, hem de anlam veremediği olayları yanlış algılamasını engeller.”
- “Okul başarısını da olumsuz etkiliyor”
Özellikle 7 yaşın altındakilerin medyadan iletilen mesajların içerikleriyle ilgili iyi-kötü ayrımı yapabilecek olgunlukta olmadığını vurgulayan Berksun, “Bu sebeple, ebeveynin gerekli sınırı koyması, şiddet ya da cinsel içerikli travmatik sayılabilecek görüntülerle karşılaşan çocuğuna, bunun kötü ve yanlış olduğunu mutlaka vurgulaması gerekir. Ancak dozu iyi ayarlanmadığı takdirde, uzaklaştırmak istediğimiz konuyu çocuk için daha çekici hale getirebiliriz. Bu noktada yapılması gereken, çocuğun sorularına kısa fakat tatmin edici cevaplar verdikten sonra, mevzuyu uzatmaktan kaçınmaktır” ifadesini kullandı.
Berksun, televizyonun göz bozuklukları, uyku sorunları, hareketsizlik ve ekran karşısında atıştırma sebebiyle kilo alma gibi fiziksel zararlara yol açtığının altını çezirek, şunları kaydetti:
“Uzun süre televizyon izlemek çocuğun okuldaki başarısını olumsuz etkiler. Daha uzun süre ekran başında kalmak isteyen çocuğun isteği engellendiğinde, ağlaması, odasını dağıtması, evin kurallarına uyumsuz davranması, ders çalışmayarak ya da oyuncaklarını kırarak ailesine tepki göstermesi muhtemeldir. Çocuklar ayrıca, boş zamanlarını televizyon dışında anlamlı bir uğraşı ile değerlendirememe, ders çalışmaya karşı isteksizlik, aile içi kurallara ve düzene uymak istememe, isyankarlık gibi davranışlar sergileyebilmektedir. Aileden beklenen, yasak koymaktan öte çocuğa iyi model olmaktır. ‘Evimizde bu programları izlemeyi doğru bulmuyoruz’ diyerek, çocuğun uyanık olduğu saatlerde şiddet içeren yayınları hiçbir aile bireyinin izlememesi öncelikli koşuldur.”

Tags : | Yorumlar Kapalı

Okul alışverişinde TSE markalı ürünler tercih edin

Posted by admin on Cuma Eyl 2, 2016 Under Genel
Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Sebahittin Korkmaz, “Okul araç gereçlerinde çocuklarınız için seçtiğiniz markasız ve kaynağı belirsiz ürünler, başta kanser olmak üzere obezite, hiperaktivite, sinir sistemi ve bağışıklık sistemi gibi pek çok sağlık sorununa davetiye çıkarmak anlamına gelecektir. Çocuklarımızı kırtasiye malzemelerindeki olası risklerden korumanın en güvenilir yolu, alışverişlerde TSE markalı ürünleri tercih etmektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Korkmaz, yaptığı açıklamada, 2016-2017 eğitim-öğretim yılı için velilere okul alışverişlerinde dikkat edilmesi gereken konular hakkında uyarılarda bulunarak, yeni eğitim-öğretim yılında velilerin okul alışverişine çıkacak ve çocukları için en uygun fiyata, kaliteli ürünler almanın çabasında olacaklarını belirtti.

Velilerin okul alışverişinde satın alacakları ürünlerde kalite ve güven açısından TSE belgelerini aramalarının, çocuklarının sağlıklı büyümelerine katkı yapacağını anımsatan Korkmaz, güvenlik standartlarına uygun üretilmeyen ürünlerin, sağlığın bozulmasına neden olabilecek riskler taşıdığına dikkati çekti.

TSE Başkanı Korkmaz, “Okul araç gereçlerinde çocuklarınız için seçtiğiniz markasız ve kaynağı belirsiz ürünler, başta kanser olmak üzere obezite, hiperaktivite, sinir sistemi ve bağışıklık sistemi gibi pek çok sağlık sorununa davetiye çıkarmak anlamına gelecektir. Velilerimizin bu risklere karşı çocuklarımızı korumak için okul alışverişi yaparken dikkat etmeleri gereken basit ancak etkili yöntemler vardır. Bir ürünün ilgili standarda uygun üretilip üretilmediği, dolayısıyla sağlığa zararlı maddeler içerip içermediği ancak laboratuvar ortamında yapılan testlerle tespit edilebilir. Bu testlerin sonucunda ürünün standarda uygun olduğu, üzerinde taşıdığı işaret ve markalarla tescillenir.” değerlendirmesinde bulundu.

Korkmaz, okul alışverişlerinde velilerin özellikle dikkat etmesi gereken markanın “TSE” ve “CE” işareti olduğunu vurgulayarak, TSE markasının ürünlerin ilgili standarta uygunluğunun sağlıklı, güvenli ve kaliteli olduğunu, CE işaretinin ise ürünlerin standartlarda öngörülen güvenlik şartlarına, performans ve kalite kriterlerine uygunluğunu belgelediğini kaydetti.

- “Kırtasiyede TSE damgalı ürünler tercih edilmeli”

Üreticisi bilinmeyen hiçbir ürünün satın alınmamasını isteyen Korkmaz, şu uyarıları yaptı:

“Üreticilerin bilinen, güvenilir markalar olmasına dikkat edilmelidir. Kırtasiye malzemesi alırken mutlaka TSE damgalı ve yaş grubuna uygun ürünler tercih edilmelidir. TSE markalı üretici demek; teknik birikimi ve gücü olan belli kurumsal yapıdaki üretici demektir. Bir ürünün sağlığa zararlı maddeler içerip içermediği ancak yetkin laboratuvar ortamlarında yapılan testlerle anlaşılabilir. TSE ürün belgesi, o ürünün standarda uygun olduğunun ve istenilen şartlarda üretildiğinin göstergesidir. Oyuncak ve kırtasiye ürünleri satın alınırken, ürünün fiyatı değil, geçtiği testler ve sahip olduğu belgeler alıcı için kriter olmalıdır. Kokulu ürünler çocuklara verilmemelidir. Oyuncaklarda, Bazı Elementlerin Göçü standardında verilen limitlerin üzerinde ağır metal olmamalıdır. Yumuşatılmış oyuncaklarda ftalat gibi sağlığa zararlı maddeler limitlerin üzerinde olmamalıdır. Yüz boyası, dövme kalemi gibi deri üzerine uygulanan kozmetik ürünlerde dermatolojik testlerden de geçmiş, güvenilir markalar tercih edilmelidir. Parmak boyası ve oyun hamuru gibi daha küçük yaş gruplarının kullandığı, ağza götürülme olasılığı yüksek ürünlerde de güvenilir markalardan şaşılmamalıdır. “

Korkmaz, Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ne sahip firmaların tercih edilmesi gerektiğini belirterek, “Bu firmalarda standardın gereği, ürün güvenliği için öncelikli olarak ham madde tedarikçilerinin titizlikle seçilmesi gerekmektedir. Uzakdoğu’dan gelen markasız, boyalı ve plastik baskılı okul ve beslenme çantaları, mataraları tercih edilmemelidir. Özellikle yoğun boya kokusu içeren, plastik baskılı beslenme çantası ve matara alınmamalıdır. Ürünlerin üzerinde sağlığa zararlı olmadığını belirtir ibareler aranmalıdır. Solvent içermeyen yapıştırıcılar tercih edilmelidir. Ürünlerin üzerinde ya da ambalajlarında mutlaka üretici ya da ithalatçıya ait ulaşılabilir adres ve telefonların bulunması gerekmektedir. Üründe herhangi bir sorun olduğunda firmanın ulaşılabilir olması gerekmektedir.” ifadesini kullandı.

- “Firmaların çoğu standartlara uygun üretim kaygısı taşımıyor”

TSE Başkanı Korkmaz, tüketiciler için standartlara uygun ve kaliteli üretimin simgesi olan TSE markasının, üreticiler için de ucuz ve düşük kaliteli Uzakdoğu ürünlerine ve “merdiven altı” üretimlere karşı rekabet gücünü artıran, halka güvenli ürün sunma imkanı veren bir unsur olduğuna vurgu yaparak, eğitim malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren firmaların birçoğunun bu standartlara uygun ürün üretmekle ilgili bir kaygı taşımadığının görüldüğünü, eğitim ve öğretim malzemeleriyle ilgili standartların gönüllülük esasına dayalı olduğundan firmaların ürünlerini belgelendirme konusunda çok istekli davranmadıklarını kaydetti.

Tüketicilerin standartlara uygun ve kaliteli ürün satın alma konusunda gösterecekleri hassasiyetin, üretici firmaların bu doğrultuda hareket etmesini sağlayacak zorlayıcı bir unsur olacağını bildiren Korkmaz, şu görüşlerini paylaştı:

“Unutulmamalıdır ki çocuklarımızı kırtasiye malzemelerindeki olası risklerden korumanın en güvenilir yolu, alışverişlerde TSE markalı ürünleri tercih etmektir. Yeni eğitim-öğretim yılına başlarken çocuklarımızın sağlığı için tüm velilerimize TSE markalı ürünleri tercih etmeleri çağrısında bulunuyorum.”

Anadolu Ajansı

Tags : | Yorumlar Kapalı

Okul Öncesi Yapılması Gereken Sağlık Kontrolleri

Posted by admin on Cumartesi Ağu 27, 2016 Under Genel

Çocuklarınız okula sağlıklı başlaması ve çabuk hasta olmaması için bu sağlık kontrollerini mutlaka yaptırın.

Okula başlamadan önce çocuğunuzun  sağlık kontrollerini yaptırmayı unutmayın.
Çocukların okula sağlıklı  ve mutlu bir başlangıç yapması, tüm hayatlarını olumlu yönde etkiliyor. Okul öncesi yapılacak genel taramalar, çocukların verimli bir okul dönemi geçirmesine katkıda bulunurken, erişkin dönemde karşılaşılabilecek pek çok hastalığın önlenmesini sağlıyor. Memorial Şişli  Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Dicle İnanç, okula başlamadan önce çocuklar için önemli olan sağlık kontrolleri hakkında bilgi verdi.
Eksik aşısı varsa okula başlamadan yaptırın
Okul öncesi check- up çok önemlidir. İlk adım, doktor muayenesi ile başlar. Kilo ve boy ölçümü yapılarak çocuğun büyümesi değerlendirilir. Ayrıntılı sistemik muayene ve tansiyon ölçümü yapılır. Tam kan sayımı, demir düzeyi, tam idrar tahlili, kan kolesterol-lipid düzeyi, dışkıda parazit incelemesi, ailesel hikayeye göre açlık kan şekeri, riskli bölgelerde ise kan kurşun düzeyine bakılır. Çocuğun aşı bilgileri veya aşı kartı doktorla paylaşılmalıdır. Eksik aşılar varsa okul öncesi dönemde mutlaka yapılmalıdır.
Çocukların, sağlıklı büyümesi için tiroid hormonu takibi önemlidir
Tiroid bezinin az çalışması durumunda çocukta şişmanlıkla birlikte yorgunluk, yavaşlık gibi belirtiler; çok çalışması durumda ise zayıflık ve sinirlilik hali gelişir. Az ya da çok çalışması, okul yaşantısına ciddi anlamda zarar vereceği için okul başlamadan tiroid fonksiyonlarının kontrol altına alınması gereklidir.
Bebeklikte yapılan işitme testini okul öncesi tekrarlayın
Doğumdan kısa bir süre sonra bebeklere yapılan işitme testinin, okul öncesi tekrar edilmesi gerekmektedir. Bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından çocuğun hangi sesleri nasıl işittiği kontrol etmelidir. Çocuklardaki işitme kaybının çoğu okul çağından önce gelişir ve hem konuşma hem de dil gelişiminde gecikmeye neden olur. Bu nedenle 4-5 yaşlarında ve okul çağında işitme fonksiyonunun değerlendirilmesi gerekir.
Göz problemleri okul başarısını olumsuz etkiliyor
Okula başlamadan önce yapılacak göz taramaları ile çocukta görme tembelliği, şaşılık ya da yüksek derece kırma kusurları olup olmadığı saptanmalıdır. Kırma kusuru olan veya kayma olan gözün iyi görebilmesi için erken yaşta gözlükle veya ameliyatla düzeltilmesi gereklidir. 9-10 yaşına kadar tedavi edilmeyen, kırma kusurları ve şaşılık sonucu gelişen göz tembelliğinin ileri yaşlarda tedavisi mümkün olmamaktadır. Göz sağlığı iyi olmayan çocukların huzursuz, hırçın ve derslerinde başarısız olduğu da unutulmamalıdır.
Çocuğunuzu idrar yolu enfeksiyonlarından koruyun
İlkokula ya da anaokuluna yeni başlayan çocuklar, el ve tuvalet temizliği konusunda zorluk yaşayabilirler. Bu durumda parazitler çoğalacağı için idrar yolu enfeksiyonları başta olmak üzere üst solunum yolu enfeksiyonları da çocuklarda çok sık görülür. Bu nedenle el ve tuvalet sonrası temizlik çocuklara çok iyi bir şekilde öğretilmelidir.
Mutlaka diş doktorunu ziyarete edin
Ağız ve diş bakımı, çocukların büyüme ve gelişimlerini etkilemektedir. Okul dönemindeki çocuklarda bu kontrollerin okullar açılmadan önce yapılması uygundur. Böylece okul sırasında dişlerle ilgili çıkabilecek problemlerin önüne geçilebilir ve diş hekimimin uygulaması gereken koruyucu işlemler için çocukların okuldan uzaklaşması gerekmez.
Okula yeni başlayan çocuklarda alerji riskine dikkat
Okula yeni başlayan küçük yaştaki çocuklarda yeni bir ortama girmenin yarattığı birtakım sıkıntılar olabilir. Çocuklar bu dönemden önceki hayatlarında karşılaştıklarından çok daha fazla uyaranla karşılaşabilmekte, bunlarla ilgili sağlık sorunları yaşayabilmektedir. Ancak bağışıklık sisteminde altta yatan bir rahatsızlığı olmayan çocuklarda ya da alerjen duyarlılığı gelişmeyenlerde bu sıkıntılar zamanla azalabilmekte ve herhangi bir komplikasyona neden olmamaktadır.
Horlayan çocuklar okulda başarısız oluyor
İyi uyku, çocukların derslerde başarılı olmasında, sağlıklı beslenme kadar önemlidir. Birçok bilimsel çalışma uyku apnelerinin, okul başarısında düşüşe ve davranışsal sorunlara yol açabileceğini göstermektedir. Eğer çocuğunuz hasta olmadığı zamanlarda horluyorsa, uykuda nefes almakta zorluk çekiyorsa, uykuda huzursuzca, geceleri terliyor ve altına kaçırıyorsa mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.
Ağır okul çantaları omurga sağlığını bozuyor
Ağır okul çantaları çocuklarda skolyoz olarak adlandırılan omurga eğriliklerine neden olur. Bu nedenle okul çantası sırtta ve omuzlarda ağrıya neden olmayacak ağırlıkta olmalıdır. Eğer çocuğun okul çantasını yanında taşınması gerekiyorsa 12 yaşına kadar 4 kg’ı, 15 yaşına kadar da 5 kg’ı geçmemelidir. Çantanın uzun süre taşınmamasına dikkat edilmelidir. Ayrıca çocukların sınıfta ders dinlerken masaya dayanmamaları, arkalarına yaslanarak, dik oturmaları gerekmektedir. Teneffüslerde ise sırada oturmak yerine, kalkıp dolaşmalıdırlar.
Ayaklarda ağrının nedeni ayakkabılar olmayabilir
Okul çağı çocuklarında ayak ağrılarının nedenini okula başlarken yeni alınan ayakkabılara yormak yanlıştır. Ayakta ağrıya neden olabilecek ve çocuğun okulla olan dengesini etkileyecek, bir dizi doğuştan veya sonradan olma bozukluklar bulunmaktadır. Ağrılı bir ayakta çocuk ortopedistinin çektireceği basit bir röntgen sonucu konacak tanı ve buna göre yönlenecek tedavi ile alınacak bazı önlemler, çocukların okul performansını artıracaktır.Pembenar
Tags : | Yorumlar Kapalı

2016-17 Eğitim Öğretim Yılı Çalışma Takvimi Yayınlandı

Posted by admin on Perşembe Ağu 25, 2016 Under Genel

Tags : | Yorumlar Kapalı

2016-2017 Eğitim-Öğretim Yılı Kayıt Yaşları

Posted by admin on Salı Haz 14, 2016 Under Genel

Tags : | Yorumlar Kapalı

Anaokulu Seçimi

Posted by admin on Çarşamba Haz 1, 2016 Under Genel

ANAOKULU SEÇİMİ

Çocuklarını okul öncesi eğitimi veren bir kuruma yerleştirmek, veliler için hiç de kolay değildir. ”Güvenli bir yer mi?, Çocuğuma iyi bakacaklar mı?, Neler öğrenecek?, Mutlu olacak mı?” gibi cevaplarını aradıkları çokça soru ve buna ek olarak etraflarındaki kişilerden farklı eğitim kurumlarına yönelik duydukları olumlu/olumsuz bilgiler ile kafaları oldukça karışıktır.

Anaokulu arayışında öncelikle bazı noktaların aile fertleri tarafından beraberce netleştirilmesi ve göz önünde bulundurulması gerekmektedir:

  • “Nasıl bir eğitim kurumu düşünülüyor?”- Devlet veya özel bir kurum mu?, İlköğretime de orada devam edilebilecek mi?, Tam gün eğitim veren bir yer mi? vb.
  • “Kurumu tercih etmede öncelikler nelerdir?”- Eve yakın olması mı?, Yabancı bir dil kazandırması mı? Bahçede oyun oynama imkanı sağlaması mı? Öğlenleri uyku saatinin olması mı? vb.Bu gibi noktaları beraberce netleştirirken, çocuğun özelliklerini ve gelişimini göz önünde bulundurmak gereklidir.

Velilerin okulları ziyaret etmeleri, kurum yönetici ve öğretmenleri ile görüşmeleri, sağlıklı bir karar vermeleri için önemlidir.  Karşılıklı güvene dayalı açık ilişkiler iki tarafın çabası ile oluşacaktır.

Peki ama kaliteli bir okul öncesi eğitim kurumunun göstergeleri/kriterleri nelerdir?

Burada velilere okul seçiminde onlara yol gösterebilecek, farklı başlıklar altında toplanmış bazı göstergeler kapsanmaktadır.

 

EĞİTİMCİ KADROSU

Anaokullarında kalitenin bir göstergesi kurumda donanımlı bir kadronun bulunmasıdır. Donanımlı bir kadroya yönelik bazı özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Öğretmenin bu alanda eğitim almış ve deneyimi var.
  • Öğretmen kendi gelişimini desteklemeyi önemsiyor (seminer, okuma vb.).
  • Kadro aynı kurumda uzun bir süredir çalışıyor.
  • Okul müdürü, bir üniversitenin çocuk gelişimi/ okulöncesi/ PDR/ Psikoloji bölümünden mezun.
  • Okul müdürü bu alanda deneyimli.
  • Kurumda rehberlik hizmeti veriliyor.

 ÇOCUK SAYISI

Bir okul öncesi kurumunda öğretmen başına düşen çocuk sayısı ve sınıfta bulunan çocuk sayısı kalitenin en önemli belirleyicilerindendir. İdeali 3-6 yaşta öğretmen başına 12 çocuk (3 yaşa kadar bu oran 1 öğretmene 4 çocuk) ve bir sınıfta 20 çocuktan fazla bulunmaması. Sınıfın büyüklüğü de göz önünde bulundurulmalıdır.

BESLENME – SAĞLIK

Okullarda beslenme, güvenlik ve sağlık konuları büyük önem taşır. Bunların veli tarafından gözlemlenmesi ve okul ile paylaşılması gerekir. Bu alanlara yönelik göstergeler:

  • Çocuklara sunulan beslenmenin besin değeri gelişimleri için uygun. 
  • Temiz içme suyu kullanılıyor.
  • Sık sık el yıkanıyor (yemekten önce/sonra, tuvaleti kullandıktan sonra).
  • Tam donanımlı bir ecza dolabı mevcut.
  • Oyuncaklar/minderler/halılar/ eşyalar temiz ve belirli sürelerde dezenfekte ediliyor.
  • Çöpler düzenli boşaltılıyor. çocuk hastalandığında önlem almaya yönelik izledikleri bir yol var.
  • Okul içerisinde bütün güvenlik önlemleri alınmış (prizler kaplı, korkuluklar var, sınıftaki dolaplar, bahçedeki oyuncaklar güvenli vb.).
  • Acil durumlar için gerekli telefon numaraları herkesin ulaşabileceği bir yerde.  
  • Okul girişinde, giriş/çıkışları kontrol eden bir görevli var.
  • Çocuklar velileri tarafından belirlenen kişiler dışında kimseye teslim edilmiyor.
  • Okul servislerinde güvenliğe yönelik önlem alınmış. Çocukları evlere yardımcı öğretmenler teslim ediyorlar.

  OKUL-VELİ İLİŞKİSİ

Çocuklara sunulan öğrenme ortamları ne kadar iyi hazırlanmış olursa olsun, aileler tarafından desteklenmediği sürece istenildiği ölçüde etkili olamamaktadır. Aile ve okul, çocuğu aynı doğrultuda ve aynı zamanda desteklediklerinde gelişimleri çok daha sağlıklı olur. Okullar bu tür bir işbirliğine açık olmalı ve bunu desteklemeye yönelik etkinlikler düzenlemeliler. Sağlıklı bir işbirliğine yönelik bazı göstergeler:

       Yapılan etkinlikler velilere bildiriliyor.

       Düzenli aralıklarla velilerle toplanılıyor.

       Öğretmen velinin ziyareti sırasında, yapılan bir etkinliğin amacını/ çocuğa kazandırdıklarını açıklayabiliyor. 

       Çocuğun gelişimi düzenli aralıklarla takip ediliyor ve velilere bildiriliyor.

       Öğretmen/okul veliyi bir ziyaretçi değil bir katılımcı olarak karşılıyor. 

       Veli katılımına yönelik etkinlikler düzenleniyor.

  ÖĞRETMEN ÇOCUK İLŞKİSİ

Okul öncesi eğitiminde kaliteyi belirleyen en önemli faktörlerden biri öğretmen- çocuk ilişkisinin tarzıdır. Çocukların sağlıklı gelişimleri; okulda kendileri ile ilgilenen, ihtiyaçlarını zamanında ve uygun bir şekilde karşılayan öğretmenlerine bağlıdır. Bu göstergeler öğretmenin sınıf yönetimi, iletişim ve uygulama sürecine ilişkin yeterliliklerine yöneliktir.

Veliler daha okula ilk ziyaretlerinde bu ilişkiye ilişkin bazı sinyalleri alabilirler. Bunlar:

Öğretmen çoğu zaman çocukların yanında. (Çocukların başında her zaman bir yetişkin var.

Öğretmen olmadığında alandan bir yardımcı öğretmen.)

Çocukları seviyor ve onlarla olmaktan mutlu görünüyor. Her çocuğa sıcaklık/yakınlık ve saygı gösteriyor. 

Konuşurken onlar ile aynı seviyeye iniyor. Çocukların sorularını cevaplıyor.

Bazı göstergeleri ise ilk ziyaretler sırasında gözlemleyebilmek zor olsa da zaman içerisinde çocuk ile yapılan sohbetlerde, okul ziyaretlerinde, öğretmen/ müdür görüşmelerinde, gelişim raporlarında, haftalık bültenlerde vb. farklı şekillerinde bilgi edinebilirler.

Bunlar;
• Çocuklar ile teke tek de zaman geçiriyor
• Çocukların yiyecek, dinlenme, tuvalet, yalnız kalma ihtiyaçlarını dikkate alıyor.
• Net, tutarlı kurallar ve sınırlar koyuyor.

• Çocukları sosyal beceriler edinmelerine- sıra olmak, yardımlaşmak, başkaların duygularını anlamakvb.yardımcıoluyor
• Birbirlerine zarar vermelerini önlemeye çalışıyor. Kızgınlıklarını doğru yol ile ifade etme fırsatıtanıyor.
• Olumludisiplinyöntemlerinikullanıyor.
• Çocukların etraflarındaki dünyaya olan ilgilerine dikkat ediyor.

  FİZİKSEL KOŞULLAR

Eğitim ortamının nasıl düzenlendiği çocukların yapacağı tüm etkinlikleri etkiler. Eğitim ortamının çocukların gelişim özelliklerine uygun, güvenli ve farklı becerileri desteklemeye yönelik düzenlemesi önemlidir. Bunun için sınıflar ve çocukların bulundukları diğer mekanlar hem uyarıcı hem de belli bir düzen izlenerek donatılmalıdır.

Sınıflar:

  • Sınıflar aydınlık.
  • Her çocuğun kişisel eşyasını kaldırabileceği bir dolap sağlanmış.
  • Sınıf birkaç belirgin köşeye ya da ilgi merkezlerine bölünmüş (evcilik, kitap, sanat, blok, masa oyunları, bilgisayar, inşaat, müzik, tabiat).
  • Bütün köşelerde malzemeler çocukların erişebileceği  yerlere kaldırılmış ve çocukların görüp uzanabildikleri bütün malzemeleri kullanmaya izinleri var.
  • Çocukların enerjilerini atabilecekleri ve temiz hava alabilecekleri bir bahçe var.

ÖLÇME DEĞERLENDİRME

Uygulanan eğitim öğretim çalışmalarının geliştirilmesi ve çocuklardaki gelişimlerin takip edilebilmesi değerlendirmeler ile mümkündür. Temel hedef, eğitimin ve çocukların gelişimlerinin desteklenmesidir. Değerlendirmeler; çocuğun tanınması/ değerlendirilmesi, programın değerlendirilmesi, öğretmenin kendini değerlendirmesi ve veli memnuniyetinin değerlendirilmesi olarak ele alınabilir.

       Çocuk hakkında detaylı kayıtlar tutuluyor,

       Gelişim dosyaları  tutuluyor .

       Gelişim raporları (eğitim dönemi içerisindeki çocukların performansı- bilgi/beceri/tutumlarını içerir ve özellikle belirtilmesi gereken hususları kapsar) veliye iletiliyor,

       Velilerin memnuniyetini ölçen değerlendirmeler yapılıyor ve bu doğrultuda değişikler gerçekleştiriliyor.Kaynak açev.

Tags : | Yorumlar Kapalı

Trafik Hayattır

Posted by admin on Salı May 17, 2016 Under Genel

Eba ve Emniyet Genel Müdürlüğünün işbirliği ile  ”Trafik Hayattır” sloganı ile hazırlanan içerisinde oyunlar,filmler,masallar barındıran Egm Çocuk internet sitesine ulaşmak için TIKLAYINIZ

Trafik Haftası

Tags : | Yorumlar Kapalı

Eba Masal Kutusu

Posted by admin on Pazartesi May 2, 2016 Under Genel

Okul öncesi eğitimi alan öğrencilerimiz için 274 adet Masal  EBA da yayınlandı. EBA Masal kutusu içinde yer alan masalları dinlemek için TIKLAYINIZ

Masal Kutusu

 

 

Tags : | Yorumlar Kapalı

Çocukların Hangi Mesleğe Yatkın Olduğunu Belirleyen Test

Posted by admin on Pazartesi Nis 11, 2016 Under Genel

Türkiye’de ilk kez uygulanan “genetik yetenek testi” ile çocukların hangi mesleğe yatkın olduğu belirleniyor. Bunun için çocukların yanak içinden tükürük örneği alınması gerekiyor.

Genetik hastalıkların incelenmesinde kullanılan testler artık meslek seçiminde de yol gösterici oluyor. Genetik biliminin, davranış ve karakter oluşumu ile ilişkisini gösteren genlerin incelenmesi sayesinde, çocuğun karakteri ve genetik potansiyeli ile ilgili önemli bilgiler elde ediliyor. Türkiye’de ilk kez İzmir Genetik Merkezi’nde uygulanan testle ilgili konuşan Bilimsel Danışman ve Genetik Uzmanı Dr. Akın Sevinç, nörobiyoloji ve davranış genetiği alanında son yıllarda yapılan çalışmalarla, gen-karakter arasındaki ilişkinin ortaya koyulduğunu belirterek, “Çocukların hayatlarında sadece bir kez yapılacak Genetik Yetenek Testi (GYT) ile genetik potansiyelleri bakımından yatkınlıkları olan meslek gruplarını belirleme şansına sahibiz” dedi. Sevinç, genetik biliminde gözlemledikleri önemli gelişmeler sayesinde, erken yaşlarda uygulanan genetik testlerin insan yaşamının sonraki aşamaları hakkında ipuçları verdiğini belirtti. Dr. Sevinç, “Uluslararası bilimsel yayın veritabanı PubMed’de bulunan binin üzerinde bilimsel çalışmayla, karakter ve yetenek oluşumu üzerindeki etkileri gösterilmiş genlerin incelenmesiyle çocukların karakter ve yetenek profillerini ortaya çıkarmak mümkün. Bu sayede çocukların hayatlarının ileri zamanlarında en mutlu, huzurlu ve başarılı olacakları meslek gruplarını çok erken evrede belirliyoruz” diye konuştu.

“Çocukların eğitim ve öğretimi bilimsel temelde kurulacak”

Akın Sevinç, Türkiye’deki genetik hastalık ön tanısı ve tedavisi için halihazırda birçok testin kullanıldığını, böylelikle hastalık esnasında ve sonrasında oluşan yüksek maliyetlerin de önüne geçildiğine dikkat çekerek, “Genetik Yetenek Testi, aileleri pahalı kurslardan, yüksek okul fiyatlarından ve en önemlisi eğitim yönlendirme fonksiyonunda ‘deneme yanılma’ gibi finansal olarak külfetli durumlardan kurtaracak ve topluma mesleğini seven, genetik yatkınlıkları açısından meslek seçiminde sağlıklı kararlar verilecek bireyler kazandırmak mümkün olacak” değerlendirmesini yaptı. Genetik testler sonucunda ortaya çıkacak bilginin, ailelerin çocuklarının eğitim ve öğretimini bilimsel temeller üzerinde güvenle kurmalarına olanak sağladığına işaret eden Sevinç, testlerin uygulanmasının da kolay olduğunu söyleyerek, şu bilgileri verdi: “Çocukların yanak içinden alınan basit bir tükürük örneği, ileri genetik analiz laboratuvarımızda inceleniyor ve belirlenen genlerdeki SNP (Tek Nükleotit Değişimleri) incelenmesi sonucunda bilimsel olarak ortaya konan ilişkiler değerlendiriliyor. Böylelikle çocuğun genetik yapısının karakter ve yetenek yatkınlıklarına etkisi ortaya çıkartılıyor ve bu bilgiye meslek envanteri uygulanarak, çocuğun genetik potansiyeline en uygun meslek grupları belirleniyor. Genetik biliminin yeni gelişmekte olan alanlarından birisi olan davranış genetiği, insan biyolojisinin en küçük yapı taşlarından birisi olan gen ile karakter arasındaki ilişkinin ortaya koyulmasında büyük yol kat etmiştir.

” “Test sonuçları bir ayda çıkıyor”

Test raporunun 4 hafta içinde alındığını, raporda incelenen genlerle ilgili bilginin detaylı şekilde sunulduğunu belirten Akın Sevinç, bu bilginin bir genetik danışman ve eğitim psikoloğu yardımıyla çocuğun eğitim ve öğretim planlamasına entegre edilebileceğini ifade etti. İzmir Genetik Merkezi bünyesinde yürütülen Ar-Ge çalışmaları çerçevesinde, çeşitli üniversitelerden öğretim üyeleriyle TÜBİTAK’a ve birçok destek programına proje önerileri verildiğini de dile getiren Sevinç, “Türkiye’de sunduğumuz genetik testlerin Türk halkının genotip yapısına uyarlanmasına ve bu yönde geliştirilmesine yönelik birçok proje önerileri hazırlanıyor” ifadesini kullandı. Dr. Sevinç, genetik yetenek testinin 12 yaşına kadar bütün çocuklara uygulanabileceğini de sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı

Tags : | Yorumlar Kapalı

EBA İnternet Adresi Üzerinden e-dergiler Yayınlandı

Posted by admin on Cuma Şub 19, 2016 Under Genel

Eğitim Bilişim Ağı(www.eba.gov.tr) İnternet adresi üzerinden e-dergiler yayınlandı. Öğrenci, öğretmen ve velilerin dergileri çevrimdışı olarak kullanabilmesi için indirme seçeneği de sunuldu.
E-dergiler, öğrenci ve velilerin istedikleri zaman istedikleri yerden ulaşabilecekleri şekilde hem Etkileşimli Tahtalarda hem bilgisayarlarda hem de tabletlerde görüntülenebiliyor.

Bilim Çocuk

Meraklı Minik

Diyanet Çocuk

Da Vinci Learning

OGM Sincap

Sancaktepe Çocuk

TSE Öncü Çocuk

TRT Çocuk

Üsküdar Çocuk

Tags : | Yorumlar Kapalı