Okul Öncesi Eğitimde Yüzde 300 Artış Yaşandı

0

Posted by admin | Posted in Genel | Posted on 24-10-2015

Milli Eğitim Bakanlığı Temel Eğitim Genel Müdürü Funda Kocabıyık, “Son 12 yıldaki verilere baktığımız zaman tüm eğitim kademeleri içerisinde en çok okul öncesi eğitimde okullaşma oranı arttı. Okul öncesi eğitimde yüzde 300 oranında bir artış mevcut” dedi.

Kocabıyık, MEB Sabancı Basın Merkezi’nde, erken çocukluk eğitimine ilişkin bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Erken çocukluk eğitimine ilişkin çalışmaların devam ettiğini belirten Kocabıyık, ülke genelinde 60-65 aylık 937 bin çocuk bulunduğunu, bunların 503 bininin okul öncesinde eğitim aldığını ifade etti.
Ülkede 66-68 ay arasında olup da velisinin isteğiyle ilkokula gitmeyen ve okul öncesine kayıt yaptıran 138 bin çocuk bulunduğunu bildiren Kocabıyık, 60-65 aylık olan ve veli isteğiyle ilkokula kayıt yaptıran da 74 bin çocuk olduğunu Funda Kocabıyık ile ilgili görsel sonucuanlattı. Kocabıyık, “Bunları dahil edince bizim brüt okullaşma oranımız yani okul öncesindeki çocuk sayımızın çağ nüfusuna oranı yüzde 75′i buluyor” diye konuştu.
Kocabıyık, 2002′de yüzde 11 olan okullaşma oranının 2003′te yüzde 12,5′e yükseldiğini kaydederek “Son 12 yıldaki verilere baktığımız zaman tüm eğitim kademeleri içerisinde en çok okul öncesi eğitimde okullaşma oranı arttı. Okul öncesi eğitimde yüzde 300 oranında bir artış mevcut. 2014-2015′te okullaşma oranı yüzde 45,1. Bunu lise kademesi takip ediyor, burada artış yüzde 87. Geçen seneki önlemlerle 100 bin çocuğu eğitim öğretime kazandırdık. Bu da 5 yaşta tarihsel olarak en yüksek orandaki artış. Bir yılda 97 bin 640 daha fazla çocuğu okul öncesine kayıt ettik” ifadesini kullandı.
Okul öncesindeki çocukların yüzde 84′ünü oluşturan 976 bin 296 öğrencinin resmi kurumlarda eğitim gördüğünü aktaran Kocabıyık, okul öncesi eğitimde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı okullar da dahil edildiğinde özel sektörün payının yüzde 15′e ulaştığını söyledi.
-”Arsa bulumıyoruz”
Anaokulların sayısını artırmak için çalıştıklarını bildiren Kocabıyık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önceden ilkokulların içerisinde ana sınıfları yaygındı. Son 5-6 yıldır MEB olarak daha çok bağımsız anaokullarına yöneldik. Bağımsız anaokulları inşa ediyoruz ve bu okullara giden çocuk sayısı da daha fazla arttı. Veliler de aslında bağımsız anaokullarını tercih ediyor. İnşaat ve Emlak Daire Başkanlığımız ile yeni tip projeler geliştirdik ve onlara göre yeni anaokulları inşa ediliyor. Çocukların daha rahat edebileceği, konforlu eğitim alabilecekleri yeni anaokulları inşa ediyoruz. Okullaşmada en büyük sıkıntımız arsa sorunu. Şehir içlerinde artık okul yapacak arsa bulamıyoruz çünkü şehir içleri dolmuş durumda okul yapmak için şehir dışına çıkıyorsunuz. Veliler de ‘uzak kalıyor’ diye göndermek istemiyor.”
Anaokullarında şube başına düşen öğrenci sayısının 18 olduğunu bildiren Kocabıyık, 4-5 yaş grubunda 2018 sonuna kadar okullaşmanın yüzde 70′e çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi.
Çocukların en az bir yıl ilkokul öncesi eğitim almasını istediklerini ifade eden Kocabıyık, çalışan annelerin çocuklarının ikili eğitimden dolayı mağdur olmamaları için çocuk kulüplerini yaygınlaştırdıklarını anlattı.
Kocabıyık, gezici sınıf ve gezici öğretmen uygulamalarının da yaygınlaştırılacağına işaret ederek buna ilişkin temmuz ayında yönetmeliğe madde eklendiğini anımsattı.
Benzer uygulamaların dünyada da bulunduğunu anımsatan Kocabıyık, okula gidemeyen çocukların, en azından haftada bir gün gezici öğretmenler vasıtasıyla okul öncesinde eğitim almasını istediklerini söyledi. Kocabıyık, gezici öğretmenlerin belirli bölgelerde veya mahallelerde görev yapacağını, buna ilişkin önce pilot uygulama geliştireceklerini kaydetti.
“İlkokulda el yazısının kaldırılmasını isteyen velilerin kampanya başlattığı”nın hatırlatılması ve “Bakanlığın bununla ilgili bir çalışmasının bulunup bulunmadığı”nın sorulması üzerine Kocabıyık, böyle bir çalışma olmadığını bildirdi.
Anadolu Ajansı

EBA İnternet Adresi Üzerinden e-dergiler Yayınlandı

0

Posted by admin | Posted in Genel | Posted on 21-10-2015

Eğitim Bilişim Ağı(www.eba.gov.tr) İnternet adresi üzerinden e-dergiler yayınlandı. Öğrenci, öğretmen ve velilerin dergileri çevrimdışı olarak kullanabilmesi için indirme seçeneği de sunuldu.
E-dergiler, öğrenci ve velilerin istedikleri zaman istedikleri yerden ulaşabilecekleri şekilde hem Etkileşimli Tahtalarda hem bilgisayarlarda hem de tabletlerde görüntülenebiliyor.

Bilim Çocuk

Meraklı Minik

Diyanet Çocuk

Da Vinci Learning

OGM Sincap

Sancaktepe Çocuk

TSE Öncü Çocuk

TRT Çocuk

Üsküdar Çocuk

Okul Çantasının Ağırlığı Ne Kadar Olmalı?

0

Posted by admin | Posted in Genel | Posted on 05-10-2015

        Ağır okul çantalarının ilkokul çocuklarının yüzde 30′unda bel ve sırt ağrısına yol açtığı, çanta ağırlığının çocuğun kilosunun yüzde 10′unu geçmemesi gerektiği bildirildi.

      Ortopedi uzmanı Prof. Dr. Erdal Cila, yaptığı yazılı açıklamada, eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte gündeme gelen “ağır okul çantası sorununa” dikkati çekti.   Cila, kendi dönemlerindeki gibi elde taşınan çantaların bulunmadığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:   “Şimdi çocuklarımız genellikle sırt çantalarıyla okula gidip geliyorlar. Eskiye göre bu daha iyi, fakat ağırlıkları ve risk aynı. Taşıma şekli değişince ağırlıklarda değişiyor gibi görünüyor. Bu da çocuklarda en çok bel ve sırt ağrılarına yol açıyor. Yapılan araştırmalarda ilkokul çağındaki her 100 çocuktan 30′unda bel ve sırt ağrısı saptanmış. Buradaki en önemli nokta, çantanın ağırlığı. Bunun için mümkün olduğu kadar bu ağırlıkları azaltmaya çalışmalı, önlemler alınmalı.”                Burada çocuk kadar aileye de iş düştüğünü vurgulayan Cila, şu okul çantası çocuk ile ilgili görsel sonucubilgileri paylaştı:   “Ailenin ilgisi önemli. Zaman zaman çantaları kontrol edip gereksiz şeyleri çıkarmakta fayda var. Bazı okullardaki gibi çocuklara dolap imkanı sağlanıp tüm kitap defterleri taşımalarının önüne geçilebilse yararlı olur. Çocukların bel, sırt ağrısı yaşamaması için çantalar iyice hafifletilmeli. Çanta ağırlığı çocuğun kilosunun yüzde 10′undan fazla olmamalı. Yani 40 kilo ağırlığındaki bir çocuğun çantası en fazla 4 kilo almalı. Çantanın tek ya da çift askılı kullanımında ağırlık açısından bir fark bulunamamış. Askıların çok sıkı olması da iyi değil, bu kez çocuk omuzları geriye doğru atacak şekilde yürüyecek. Bol gözlü çantaları öneriyoruz ancak bunda da sıkıntı içindekiler unutuluyor, her gün gerekmeyenler bile okula götürülüp getiriliyor. İyi haber bu durumların kalıcı hasara yol açtığı bulgusu yok, daha çok günlük ağrılar olarak karşımıza çıkıyor. Ama bu ağrılar çocuğun okula gitme isteğini kıracak, başarısını etkileyecek durumlar. Dolayısıyla bu ağrıları engellememiz lazım.”ajanskamu

Çocukların televizyon izlemesinde ailelere uyarılar

0

Posted by admin | Posted in Genel | Posted on 05-10-2015

Çocukların televizyon izlemelerinde ailelerin dikkat etmesi gereken hususları Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berksun önemli terpitleri ile kamuoyu gündemine getirdi.
Çocukların televizyon başında zaman geçiren çocuklara ilişkin önemli uyarılar yapan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berksun: -”Televizyon izlerken mümkün olduğunca büyüklerden birisinin çocuğa refakat etmesi, onun yaşına uygun yorumlar yapması, hem çocuğun bilgisini artırır hem de anlam veremediği olayları yanlış algılamasını engeller” – “Uzun süre televizyon izlemek çocuğun okuldaki başarısını olumsuz etkiler”

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Erkan Berksun, “Televizyon izlerken mümkün olduğunca büyüklerden birisinin çocuğa refakat etmesi, onun yaşına uygun yorumlar yapması, hem çocuğun bilgisini artırır hem de anlam veremediği olayları yanlış algılamasını engeller” dedi.
Berksun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukların televizyonda yaşlarına uygun programları, uygun sürelerle izlediklerinde zihinsel ve ruhsal gelişimlerinin olumlu etkileneceğini söyledi.
Uygun olmayan programların ise çocuklar üzerinde olumsuz hatta travmatik etkiler yaratabildiğini anlatan Berksun “Kendini tanımlamada güçlük, aile içi bağların gevşemesi, hayalle gerçeğin ayırt edilememesi, anlık gerginlik, korku ve daha sık şiddete başvurma eğilimleri görülmektedir. Bir anne baba çocuklarına kimseyi incitmemeyi öğretir, bu konuda ona örnek olurlarken televizyon karşısında çocuğun maruz kaldığı görüntüler onun zihninde şiddeti meşru kılmaktadır” diye konuştu.
Prof. Dr. Berksun, ebeveynlerin zaman zaman televizyonla ilgili olarak çocuğuna sınır koymakta güçlük yaşayabildiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Bir insan hayatı boyunca sadece birkaç şiddet ve ölüm olayına tanık olabilecekken, televizyon karşısındaki bir çocuğun her gün birkaç ölüme ve onlarca şiddet olayına şahit olması sık görülen bir durumdur. Tekrar tekrar verilen travmatik görüntüler çocuğu şiddete karşı duyarsız hale getirebilir. Televizyon karşısında çocuğu yalnız bırakılmamalı. Televizyon izlerken mümkün olduğunca büyüklerden birisinin çocuğa refakat etmesi, onun yaşına uygun yorumlar yapması, hem çocuğun bilgisini artırır, hem de anlam veremediği olayları yanlış algılamasını engeller.”
- “Okul başarısını da olumsuz etkiliyor”
Özellikle 7 yaşın altındakilerin medyadan iletilen mesajların içerikleriyle ilgili iyi-kötü ayrımı yapabilecek olgunlukta olmadığını vurgulayan Berksun, “Bu sebeple, ebeveynin gerekli sınırı koyması, şiddet ya da cinsel içerikli travmatik sayılabilecek görüntülerle karşılaşan çocuğuna, bunun kötü ve yanlış olduğunu mutlaka vurgulaması gerekir. Ancak dozu iyi ayarlanmadığı takdirde, uzaklaştırmak istediğimiz konuyu çocuk için daha çekici hale getirebiliriz. Bu noktada yapılması gereken, çocuğun sorularına kısa fakat tatmin edici cevaplar verdikten sonra, mevzuyu uzatmaktan kaçınmaktır” ifadesini kullandı.
Berksun, televizyonun göz bozuklukları, uyku sorunları, hareketsizlik ve ekran karşısında atıştırma sebebiyle kilo alma gibi fiziksel zararlara yol açtığının altını çezirek, şunları kaydetti:
“Uzun süre televizyon izlemek çocuğun okuldaki başarısını olumsuz etkiler. Daha uzun süre ekran başında kalmak isteyen çocuğun isteği engellendiğinde, ağlaması, odasını dağıtması, evin kurallarına uyumsuz davranması, ders çalışmayarak ya da oyuncaklarını kırarak ailesine tepki göstermesi muhtemeldir. Çocuklar ayrıca, boş zamanlarını televizyon dışında anlamlı bir uğraşı ile değerlendirememe, ders çalışmaya karşı isteksizlik, aile içi kurallara ve düzene uymak istememe, isyankarlık gibi davranışlar sergileyebilmektedir. Aileden beklenen, yasak koymaktan öte çocuğa iyi model olmaktır. ‘Evimizde bu programları izlemeyi doğru bulmuyoruz’ diyerek, çocuğun uyanık olduğu saatlerde şiddet içeren yayınları hiçbir aile bireyinin izlememesi öncelikli koşuldur.”Öğretmenlersitesi